459
Yargıtay Kararları
davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanu-
nun 21 ve 23. maddeleridir.
5510 sayılı Kanunun süresinde bildirilmeyen sigortalılıktan doğan
sorumluluk bakımından işverenin sorumluluğunu düzenleyen 23’üncü
maddesi hükmüne göre; sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde
sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirgenin
sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği
tarihten önce iş kazası meslek hastalığı ve hastalık meydana gelmiş ise,
sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken her
türlü masraflar ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye
değeri, 21 inci maddenin birinci fıkrasında yazılı sorumluluk halleri aran-
maksızın işverene ödettirilecektir.
Sözü edilen madde ile işverenin kaçak işçi çalıştırmasının önlemesi
amaçlanmış olup, maddenin düzenleniş şeklinden de açıkça anlaşılacağı
üzere, 23’üncü maddeye göre işverenin sorumluluğu kusursuz sorumlu-
luk ilkesine dayanır.
Anılan Kanunun 21’inci maddesinin dördüncü fıkrası, üçüncü kişinin
sorumluluğunu düzenlemekte olup; buna göre, iş kazası, meslek hastalığı
ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigor-
talıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler
ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı,
zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştı-
ranlara rücu edilebilecektir.
Üçüncü kişinin rücu alacağından sorumluluğu kusur sorumluluğu
esasına dayanır. Bir başka ifadeyle; üçüncü kişi, ancak kusurlu bir hare-
ketinin varlığı halinde rücu alacağından sorumludur.
Anlaşılacağı üzere 23. maddesinde işverenin, 21/4. maddesinde üçün-
cü kişinin rücu alacağından sorumlulukları düzenlenmiş olup bu mad-
delere göre açılan rücuan tazminat davalarında işveren ile üçüncü kişi
arasında müteselsil borçluluk ilişkisi mevcuttur.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanu-
nunda eksik ve tam teselsül ayırımına son verilmiş, 61. maddede, birden
çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşit-
li sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil
sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanacağı, 62. maddede, tazminatın
aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında,
bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek
kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğunun göz önünde tutu-
lacağı, tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişinin, bu