11.07.2024 tarihinde TBMM Adalet Komisyonu’ndan geçen ve TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek olan 9. Yargı Paketinin 3.maddesi ile getirilen Avukatlık Kanunu’nun 180. maddesindeki adli yardım ödenekleri ile ilgili düzenleme Anayasa’ya aykırıdır.
Adli yardım sistemi hak arama özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması ve yoksul bireylerin adalet hizmetinden yararlanabilmesi için son derece önemlidir. Sosyal Hukuk Devleti ve Eşitlik İlkesinin gereği olan adli yardım Anayasanın 36.maddesinde düzenlenen hak arama özgürlüğünün de güvencesidir.
İstanbul Barosu Adli Yardım Bürolarına yapılan 2023 yılındaki 7.984 başvurunun 7.066’sını, 2024 yılının ilk 6 ayında yapılan 3.735 başvurunun 3.362’sini kadın yurttaşlarımızın başvuruları oluşturmaktadır.
2020 yılında Avukatlık Yasasının 180.maddesinde yapılan değişiklikle çoklu baro bulunan yerlerde adaletsiz bir ödenek dağılımı öngörülmüştür. Bu durum İstanbul’daki çoklu baro sistemi ve 2 nolu Baro lehine ölçülülük ve orantılılık ilkelerine aykırı olarak ödeneğin dağıtılması sonucunu doğurmuştur.
Atama sayısı Baromuz atama sayısının %5’i kadar olan, tek bürosu bulunan 2 nolu baro ile 8 ayrı büroda adli yardım hizmeti veren ve 8.000 baromuz üyesi avukatın görev aldığı adli yardım sisteminde ödeneğin %40’ının eşit paylaşımındaki haksızlık ortadadır.
Yukarıda bahsetmiş olduğumuz Adli Yardım Ödeneğinin dağılımına ilişkin hüküm içeren Avukatlık Kanunu’nun 180. Maddesinin son fıkrasının altıncı cümlesinde “birden fazla baronun bulunduğu illerde her beş bin nüfus için tespit edilecek toplam puanın yüzde kırkının o ilde bulunan barolar arasında eşit olarak…” dağılımına ilişkin yasa hükmünü Anayasa Mahkemesi 22.06.2023 Gün ve 2022/100 E. 2023/114 sayılı kararı ile iptaline karar vererek “….birden fazla baronun bulunduğu illerde barolara ilin nüfusuna göre hesaplanan puanın eşit şekilde dağıtılacak bölümünün üye sayısı fazla olan baronun adli yardım hizmetinin sunulması bağlamında önemli orandaki bir ödenekten yoksun kalmasına yol açacağını...” belirtmiş, yasadaki orantısızlığı ve ölçüsüzlüğü gayet açık bir şekilde vurgulayarak hükmü iptal etmiştir.
Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin iptaline karar verdiği toplam ödeneğin %40’ının eşit paylaşımına dair hükmün yerine 9. Yargı Paketinde bu oran %30 olarak yine ölçülülük ve orantılılık ilkelerine aykırı olarak belirlenmesi teklif edilmiştir.
Yoksul yurttaşların, şiddete uğrayan kadın ve çocukların güvencesi olan adli yardım sisteminde avukat sayısı, atama sayısı, büro sayısı esas alınarak hakkaniyetli şekilde, %5’ten fazla olmayacak şekilde düzenleme yapılması gerekirken, kabul edilen ve eşit paylaşılacağı belirtilen ödeneğin %30 oranında olması yine Anayasaya aykırıdır.
Bu konuda, baromuzun Adalet Bakanlığına, Mecliste grubu bulunan siyasi partilere, Meclis Adalet Komisyonu’na gönderdiği yazılara, Mecliste yapılan görüşmelere rağmen bu yanlıştan vazgeçilmediği görülmektedir.
Bu yaşananlar çoklu baroya karşı çıkışımızın haklılığını bir kez daha göstermektedir.
İstanbul Barosu, siyasi iktidarın adli yardım fonunu arttırmayarak, fonu adaletsiz bir şekilde numaralı Barolara paylaştıran tavrı karşısında durmaya devam edecektir.
İSTANBUL BAROSU