İSTANBUL BAROSU ADLİ YARDIM BÜROSU

 

I. GENEL TANITIM


Adli yardım, bireylerin hak arama özgürlüklerinin önündeki engelleri aşmak ve bu özgürlüğün kullanımındaki eşitliği sağlamak üzere, avukatlık ücretlerini ve diğer yargılama giderlerini karşılama olanağı bulunmayanların davanın gerektirdiği yargılama giderlerinden geçici olarak bağışık tutulmalarının yanı sıra ücretsiz avukatlık hizmetlerinden  yararlandırılmasıdır.

Adli yardım kurumu, adil yargılanma hakkının güvencesi olup, hak arama özgürlüğünde eşitlik yaratmayı amaçlamaktadır. Anayasamızda tanımlanan sosyal devlet ve hukuk devleti ilkelerinin  gereği olarak devlet, hak arama özgürlüğünün kullanımında eşitliği sağlamak üzere gerekli mekanizmaları oluşturmak zorunda olup adli yardım kurumu da, bu ilkeleri yaşama geçirmek amacıyla oluşturulmuştur.


II. İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER

Adli yardım, mahkeme masraflarına  ve ücretsiz avukatlık hizmetine ilişkin olmak üzere iki yönlü ve hukukumuzda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve Avukatlık Kanunu olmak üzere  iki ayrı kanunla düzenlenmiştir.


a) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve Mahkemelerin uygulaması yönünden;

 18.06.1927 tarih ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun “Müzahereti Adliye” başlığı altında 465-472. maddeleri arasında düzenlenmiş olan Adli Müzaheret hükümleri ile fakir olmaları sebebiyle davanın gerektirdiği yargılama giderlerini karşılayamayacak durumda olan kişilerin, bu giderlerden geçici olarak bağışık tutulması sağlanmaktadır. HUMK’un 465. maddesine göre, kendisiyle ailesinin geçimini önemli ölçüde zarurete düşürmeksizin davanın gerektirdiği yargılama giderlerini kısmen veya tamamen karşılamaktan aciz olan kimselerle, hayır müesseseleri iddia ve savunmalarında, icraya ve ihtiyati tedbirlere başvurularında haklı olduklarına dair delil gösterdikleri takdirde adli yardımdan yararlanabilirler.  

Mahkeme masraflarına ilişkin adli yardım taleplerinin davanın açılacağı veya açılmış bir dava söz konusu ise görülmekte olduğu mahkemeye yapılması gerekmektedir.  HUMK’a göre adli yardımın sağladığı olanaklar şunlardır;

 • Yapılacak her türlü yargılama giderinden geçici olarak bağışıklık,
 • Tanık ve bilirkişi giderlerinin Devletçe avans olarak verilmesi,
 • Yargılama giderleri yönünden teminat göstermekten ayrık tutulmak,
 • Tebligat ücret ve giderlerinden geçici bağışıklık,
 • Davanın vekil ile takibi gerektiği takdirde, ücreti daha sonra verilmek üzere avukat görevlendirilmesi 
 • İcra dairelerince alınan tüm harçların ertelenmesi ve zorunlu giderlerin avans olarak Devletçe ödenmesi,
 • Tüm pul resimlerinden geçici bağışıklık,
 • Noterlerin düzenleyecekleri tüm belge ve örneklerin harç ve resimlerinden geçici bağışıklık.

Mahkeme tarafından adli yardım  talebinin kabulüne karar verildiğinde, başvuru sahibi, yukarıda yazılı yargılama giderlerinin bir ya da bir kaçından ya da tümünden geçici olarak bağışık tutulmaktadır.

Yasa, adli yardımdan yararlanan kişinin yargılama giderlerinden geçici olarak bağışık tutulacağını öngörmekte olup bunu şu şekilde açıklayabiliriz; HUMK.nun 416. maddesine göre; yargılama giderlerini ödeyen tarafın davada haklı çıkması durumunda, yapılan masrafların haksız çıkan tarafa yükletilmesi esastır. Bu esas doğrultusunda, 471. maddeye göre de; dava sonuçlandığında, haksız çıkan taraf, adli yardım kararı  nedeniyle alınmayan tüm giderleri ödemeye mahkum edilecektir. Dolayısıyla, adli yardımdan yararlanan kişi, dava lehine sonuçlandığında, herhangi bir yargılama giderini ödemekle yükümlü olmayacaktır. Ancak, dava aleyhine sonuçlanırsa, hazineden karşılanan tüm masrafları ödemek zorunda kalacaktır. Çünkü, adli yardımdan  yararlanan kişi, fakir olmasının yanında, yasa gereği iddiasında, savunmasında, icra ve ihtiyati tedbir taleplerinde haklı da olmalıdır.


b) Avukatlık Kanunu ve Baroların Uygulamaları Yönünden;

Barolara ve avukatlara ilişkin asli düzenlemeler ise Avukatlık Kanunu’nun 176-181. maddeleri arasında yer almaktadır. Avukatlık Kanunu’nda yer alan bu hükümler 10.05.2001 tarihinde yapılan değişikliklerle, yeniden düzenlenerek, işler hale getirilmiştir.  Avukatlık Kanunu’nun  Adli Yardımın Kapsamı başlıklı  176. maddesinde Adli yardım, “(…) avukatlık ücretlerini ve diğer yargılama giderlerini karşılama olanağı bulunmayanlara bu Kanunda yazılı avukatlık hizmetlerinin sağlanmasıdır.” şeklinde tanımlanmıştır. Adli yardımla ilgili usul ve esaslar ise 30.03.2004 tarih 25418 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Barolar Birliği Adli Yardım Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. 

Adli yardım isteminde bulunanlara barodan avukat atanması iki şekilde olmaktadır.

 Birincisi, Avukatlık Kanunu’nun 178. maddesi gereği avukat talebi için baroların adli yardım bürolarına veya temsilciliklerine başvurmaktır. Barolar, kişilerin gerekli belge ve bilgiler ile yaptıkları adli yardım başvuruları üzerine taleplerini değerlendirerek adli yardım koşullarını taşıyan kişilere avukat görevlendirmesi yapabilmektedir. Bu konudaki takdir hakkı barolara tanınmış olup adli yardımdan avukat atamalarının tamamına yakını bu şekilde yapılmaktadır.

İkincisi ise,  mahkemelerin HUMK’un 70, 71 ve 466. maddelerine göre,  adli yardımdan yararlanmaya uygun görülen kişilere baroca vekil atanmasına ilişkin ara kararları ile olmaktadır. Ancak, Avukatlık Kanunu’ndaki adli yardıma ilişkin düzenlemeler karşısında uygulamada bu şekilde avukat atanmasına ilişkin mahkeme kararı çok az sayıdadır.

Baronun adli yardım kararı avukat atanması ile sınırlı olup, başvuru sahibi  yargılama giderlerini de ödeyemeyecek durumda ise bu giderlerden bağışık tutulması için yukarıda açıklandığı gibi, HUMK 465-472.maddeleri gereğince mahkemeden de ayrıca adli müzaheret talebinde bulunulması gerekmektedir.

 

III. İSTANBUL BAROSU ADLİ YARDIM BÜROSUNUN YAPILANMASI

Ülkemizde Cumhuriyet dönemi öncesinde adli yardım kurumunun ayrıntılı, yasal bir çerçevesi yoktu. Ama yine de o dönemde çeşitli davalarda adli yardım hizmeti sunuluyordu. Cumhuriyet’in ilanından sonra, 18.06.1927 tarih ve 1086  sayılı döneminde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve  Avukatlık Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle adli müzaheret kurumu yasal çerçeveye kavuşmuştur. Baromuzda da ilk kez 1939 yılında “Adli Müzaheret Bürosu” kurulmuştur. Kurulduktan sonra avukat tayini için adli yardım talebinde bulunan yoksul kişilere baro levhasındaki sıra cetveline göre avukat ataması yapılmıştır.

Ancak bu sistem, 2001 yılında Avukatlık Kanunu’nda yapılan değişikliğe kadar çok işlevli değildi. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda değişiklik yapan ve 02.05.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4667 sayılı Kanun ve 14.11.2001 tarihli Türkiye Barolar Birliği Adli Yardım Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesi ile birlikte Şubat 2002 tarihinde İstanbul Barosu Adli Yardım Bürosu daha işlevli bir yapılanmaya kavuşmuştur.

 İstanbul Barosu Adli Yardım Bürosu bir  yönetim kurulu üyesinin sorumluluğu ve gözetiminde Beyoğlu Merkez Büro’ya ek olarak Kadıköy, Bakırköy ve Kartal’da açılan Adli Yardım Temsilcilikleri ile birlikte çalışmalarını yürütmektedir.


IV. BÜRONUN ÇALIŞMA ESASLARI VE İŞLEYİŞİ


a) Hukuki Yardım Faaliyeti

Adli Yardım Bürosu ve temsilciliklerimiz hafta içi her gün hukuki yardıma ihtiyacı olup avukatlık hizmetinden yararlanmak için maddi olanağı bulunmayanlara hizmet sunmakta, adli yardım koşulu gerçekleşen kişilere avukat görevlendirmesi yapmaktadır. Büromuza şahsen gelen, telefonla arayan, internet yoluyla bilgi talep eden bireyler, başvuru ve yardım konuları hakkında bilgilendirilmekte, hukuki yardım için yerleşim yerine göre merkez büro ve temsilciliklerimize yönlendirilmektedir. 

Adli Yardım hizmeti hukuk davalarında, idari davalarda, icra-iflas hukukuna ilişkin takip ve davalar ile delil tespitinde, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir davalarında, İcra İflas Kanunu’nda düzenlenen suçlarla ilgili  icra ceza davalarında verilmektedir.  Adli yardım faaliyetimiz yalnızca davada avukat temsilinden ibaret değil, dava dışı hukuki sorunlarda da hukuki yardım sunmak üzere daha kapsayıcıdır..

Ayrıca, mülteciler ve sığınmacılar, işkence mağdurları gibi hukuki yardıma ihtiyacı olanlara, hukuk davalarında veya diğer hukuksal sorunlarında adli yardım koşulu gerçekleşmiş ise avukat görevlendirmesi yapılmaktadır. 

Bireylerin adli yardımdan yararlanabilmeleri için ekonomik yönden yoksul olmalarının yanında dava ve taleplerinde haklı olmaları, yani hukuki yarar koşulunun gerçekleşmesi gerekir. Ayrıca, adli yardımdan yukarıdaki koşulları taşımak kaydıyla yalnızca gerçek kişiler ve kamuya yararlı hayır kurumları yararlanabilirler. Bunların dışındaki tüzel kişiler adli yardımdan yararlanamazlar. Yabancı gerçek kişiler ise, karşılıklılık koşulu var ise adli yardımdan yararlanabilirler.

Başvuru sırasında başvuruculardan fakirlik belgesi, ikametgah belgesi, nüfus cüzdan fotokopisi, davaya veya hukuksal sorununa ilişkin belgelerin birer örneği istenmektedir. 

Başvurular, büromuzca hazırlanan “Adli Yardım Başvuru Formu” nun   başvuruyu alan nöbetçi avukat tarafından başvurucunun beyanları çerçevesinde doldurulması suretiyle alınmaktadır. Adli Yardım Başvuru Formu “başvurucunun kişisel bilgileri, talebe esas olayın özeti, mahkeme bilgileri, başvurucunun ekonomik durumuna ilişkin bilgiler, başvuruyu alan avukatın, adli yardım konusu işle ilgili  hukuksal değerlendirmesine ve başvurucunun ekonomik durumuna ilişkin kanaatine ilişkin bilgiler ve merkezin notları” şeklinde bölümlerden oluşmaktadır. Başvurular, Merkez Büromuzda ve Temsilciliklerimizde nöbetçi avukatlarımızca alınmakta, bu başvuruların tümü daha sonra Merkez Büro’da toplanarak Adli Yardım Büro sorumlusu avukatları tarafından incelenmekte ve avukat görevlendirmeleri Adli Yardımdan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesinin onayı ve imzasıyla yapılmaktadır.


b) Temsilcilik Toplantıları:

Adli yardım işleyişinin geliştirilmesi, sorunların tespiti ve çözümü için Kadıköy Temsilciliği, Bakırköy Temsilciliği, Kartal Temsilciliği ve Beyoğlu Merkez Büro olmak üzere dört ana bölgede adli yardımdan görev alan avukatlara yönelik rutin toplantılar düzenlenmektedir. Bu toplantılarda, ön büro işlemleri olarak adlandırılan adli yardım başvurularının  alınmasında görev almak isteyen avukatlara nöbet dağıtımı da yapılmaktadır.


c) Avukat Görevlendirilmesi:

Adli Yardım Büromuzda halen 2381 avukat aktif olarak görev almaktadır.

Avukat atamaları gönüllülük esasına göre yapılmaktadır. Avukatlarımız Adli Yardım Bürosundan görev isteminde bulundukları dava alanlarını ve çalışma yürütecekleri yargı çevrelerini seçerek bildirmekte ve atamalarda bu seçimleri dikkate alınmaktadır. Atamalar TBB Adli Yardım Yönetmeliğinin 5. maddesi uyarınca eşitlik ilkesi esaslarına göre yapılmaktadır. 


d) Nöbetler

Tüm ana bölgelerde, adli yardım uygulamasında görev alan avukatlar kendi belirledikleri güne göre ön büro hizmeti vererek avukat talebiyle büromuza başvuranların  taleplerini alıp hukuki yardımda bulunmaktadırlar. Ön büro hizmeti sunan avukatlarımıza ücret ödenmektedir.

Yükleniyor...